- okumak
- -i1. 读, 念; 看; 阅读: elektrik sayacını \okumak 查电表 İgilizce \okumak 读英文 mektubu \okumak 读信, 念信 harita \okumak 看地图 rapor \okumak 做报告 Her sabah gazeteyi okurum. 我每天早晨看报。Eski yazıyı okuyanlar gittikçe azalıyor. 能读古文的人逐渐地少了。2. 学习, 读书, 受教育, 上学, 就学: Ablam öğretmen okulunda okuyor. 我姐姐在师范学校读书。Gelecek yıl ortaokulda okuyacağım. 明年我就上中学了。O beş yıl Türkçe okudu. 他学了5年土耳其语。İsviçre'de okumuş. 他在瑞士受过教育。3. 唱, 唱歌, 演唱: Bu türküyü okuyanı tanımıyorum. 我不认识唱这首歌的人。Sanatçı bir türkü okuyor. 演员在唱歌。4. 朗读, 朗诵, 诵读: şiir \okumak 朗诵诗 ezbere \okumak 背诵5. 看出, 猜出, 猜测: gözlerinden \okumak 从你眼神里看出 Bunu senin yüzünden okudum. 我从你脸上的表情看出了这点。Mektupların gelmese de resmine bakıp kalbini okuyabiliyorum. 尽管你没有来信, 但我一看你的照片, 我就知道你的心思了。6. 召请, 召唤; 叫出来; 召来, 叫来, 邀请来: ezan \okumak 呼唤做祷告 Adınızı biraz önce okudular. 刚刚叫过你的名字。7. 读祈祷文, 念经, 作祈祷, 念咒(治病, 止痛, 去邪)8. 俚́ 骂街, 骂人; 说脏话, 说下流话, 破口大骂9. 俚́ 告发, 告密10. 解读, 判读; 译解 şefre \okumak 解读, 判读; 破译◇ okuyup üflemek 俗́ 念咒治病◆ Okumak bilmez gözü defterdarlıkta. 大字不识, 还想当官; 癞蛤蟆想吃天鹅肉。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.